Doksanlı yılların başında, henüz ortaokul yıllarımda ilgiyle takip ettiğim bir dergide Alp dağlarında beşbin yıllık bir ceset bulunduğunu, bu olayın bilim dünyasında büyük bir heyecan oluşturduğunu okumuş; ileriki yıllarda da değişik kaynaklardan konuyu takip etmiştim.
2013 yılı ağustos ayında
Moena
dönüşü, Bolzano şehrinde bir müzede teşhir edildiğini öğrendiğim Ötzi'yi ziyaret etme fırsatı yakaladım. Önceki yıllarda, yolunu kaybetmiş Avusturyalı bir turist çiftin Ötzal Alplerinde bularak yetkililere haber verdiği Buz Adam'ın bir süre Avusturya'nın Insburg şehrinde ikamet ederken, bazı tahliller için Zürih'e yolculuk bile yaptığını, daha sonraları keşfedildiği alanın bir kaç metre İtalya sınırları içinde olduğunun belirlenmesi üzerine İtalya'ya iade edildiğini öğrenmiştim.
Bir gece öncesinden ulaştığımız Bolzano Şehri'nde gecelemeden önce müzenin yerini tesbit etmeyi ve almancanın italyanca ile ortak kullanıldığı tarihi şehirde tur atmayı da ihmal etmemiştik. Sabahın ilk saatlerinde müze kapısında sıraya girdiğimizde, Ötzi'nin ziyaretçilerinin hiçte azımsanmayacak kadar kalabalık olduğunu farketmiştik. Müzeye ilk girişte Buz Adam'ın bulunuşundan itibaren bu güne değin yaşananların görsel olarak aktarıldığı bir salonda bilgilerimizi tazeleyerek, Ötzi'nin binlerce yıllık cesedinin ve diğer kalıntıların sergilendiği ikinci kata çıktık.
Ceset görmeye çokda alışık olmadığımdan, Ötzi'nin korunduğu buz odaya açılan daracık pencerenin önündeki kuyrukta beklerken oldukça tedirgin olmama rağmen, ilk karşılaştığımız o anda sanki yıllardır tanışıyormuşcasına rahattım. gördüğüm onca resim ve izlediğim belgesellerdeki beşbin yıllık ihtiyarla aramızda santimetreler ve kalınca bir cam tabakası vardı. Gözleri, ümitsizce binlerce yıl geriye bakıyordu. hayattayken tahminen yetmiş-seksen kg olan Ötzi, geçen bunca yılda oldukça kilo kaybederek onbeş kilo civarı bir ağırlığa inmişti.
Kuyruktakileri bekletmemek adına ilk karşılaşmayı kısa tutarak, Ötzi'den kalan diğer eşyaları incelemeye koyulduk. Aynı salonda Ötzi'den kalma Porsuk ağacından bir yay ve bir düzineden fazla ok, yine sapı porsuk ağacından bronz bir balta, çeşitli araç gereçler, ateş yakmak ve tedavi maksatlı kullanılan aparatlar, pelerin, deri parçalarından dikilmiş pantalon, ayı derisinden bir bere ve yine modern ayakkabı üreticilerine sağlamlığı ve sıcaklığıyla ilham kaynağı olan içi ot dolu geyik ve ayı derisinden ayakkabıları sergilenmekteydi.
Buz adam'dan kalma eşyaları inceledikten sonra, aynı kuyruğa tekrar girerek, zaman yolcusu Ötzi'ye son bir göz attım ve üzerinde yapılan bilimsel araştırmaların sergilendiği bir üst kata yöneldim.
Üçüncü katta, çeşitli bilimsel alet edevatın yanı sıra Ötzi üzerinde yapılan araştrmaları gösteren bir otopsi masası da simüle edimişti. Buradan vucudunu, kemik ve kas yapısını dokunmatik ekran üzerinden incelemek mümkündü. Otopsi raporlarıda aynı şekilde incelenebiliyor; Ötzi'nin yediği son geyik eti ve öğütülmüş tahılın mahiyeti öğrenilebiliyordu. Taşıdığı parazitlerden yaşadığı mide rahatsızlığına, tedavi maksatlı dövme ve yaralara kadar bir çok bilgiye ulaşılabiliyordu. Otopsi sonuçlarına bakılırsa Ötzi bir yaralanma sonucu hayatını kaybetmiş anacak vücudunun ve eşyalarının üzerinde insan kanı olduğu anlaşılan izlere rastlanmıştı.
Bu katta öğrendiklerim doksanlı yıllarda bilim dünyasını saran heyecanı anlamamda oldukça faydalı oldu. Neydi Ötzi'yi bu kadar önemli kılan? Binlerce yıllık firavun mumyaları ve kalıntılarından farkı neydi?
Ötzi, diger bütün mumyalardan farklı olarak, diğerlerinin aksine hayati organlarının hiçbirini kaybetmeden, deforme olmadan, doğal halde bronz çağı insanına ait neredeyse tüm bilgileri bize veriyordu. Yemek alışkanlıklarından tutun, ciğerlerindeki polenlerden yaşadığı bölgenin nereler olduğuna kadar pek çok bilgiye ulaşılabiliyordu.
Son katta da Ötzi'nin yaşadığı çağa ait çeşitli materyaller sergileniyor, "Buzda yapayanlız ölen adam" özellikle çocukların gözünden insanlığa sesleniyordu. Görünen o ki; Ötzi 21. yy insanı için yaşadığı çağla kıyaslanmayacak kadar çok önemli. Hatta acil durumlar için Bolzano Şehir Hastanesi'nde Ötzi için hazır bekletilen bir bölüm bile var.
Buz Adamın kafatası ve kas dokusundan yola çıkılarak çeşitli görseller hazırlanmış olmasına rağmen gördüklerimin hiçbiri birbirine bezmemiyor. Ama benim zihnimde kalan Ötzi, sanırım 3. katın çıkışında, 1.60 metre boylarında, elinde yayıyla ziyaretçilerini selamlayan Buz Adam tasviri olacak.